Haber.com Yaşam Türkiye'nin ilk tüp bebek tayı 'Balat' ilk kez kamuoyuyla buluştu

Türkiye'nin ilk tüp bebek tayı 'Balat' ilk kez kamuoyuyla buluştu

Türkiye'nin ilk tüp bebek tayı 'Balat' ilk kez kamuoyuyla buluştu. İşte, o anlar...

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Türk bilim insanları, ülkenin ilk ‘tüp bebek’ tayı olan Balat'ın dünyaya gelmesiyle at üreme alanında çığır açan bir dönüm noktasına ulaştı. Balat ilk kez kamuoyuna tanıtıldı.

Tüp Bebek Tay ‘Balat’ Kamuoyuyla Buluşturuldu

Bu başarı, Balıkesir Üniversitesi'nden Mehmet Can Gündüz liderliğinde yürütülen ve yüksek verimli Friesian ve Painthorse ırklarından embriyoların taşıyıcı kısraklara transferini içeren bir projenin sonucuydu.

Proje ekibi, iki buçuk ay önce doğum yapmadan önce 11 ay boyunca Balat'ı taşıyan Ezo adlı bir Amerikan Painthorse kısrağına embriyo transferini başarıyla gerçekleştirdi.

Gündüz, "Normal şartlarda atların gebelik süresi 11 ay sürüyor ve yılda bir yavru sahibi olabiliyorlar. Bu yöntemle tek bir kısraktan çok sayıda tay elde edebiliyoruz" dedi.

İstanbul'un Arnavutköy semtindeki bir laboratuvar ortamında yürütülen işlem, donör kısraklardan embriyoların toplanmasını, dondurulmasını ve daha sonra taşıyıcı kısraklara transfer edilmesini içeriyordu.

Gündüz, “Belirli kriterlere göre donör kısrakları seçiyoruz, uygun taşıyıcı anneleri belirliyoruz ve sağlıklı bir gebelik ve emzirme dönemi sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Taşıyıcı anne Ezo, Balat’ın genetik annesi Angora’ya benzediği için seçildi.

Projede çalışan bilim insanlarından biri olan İbrahim Kurban, “Ezo’nun hikayesi dikkat çekici. Bir zamanlar spor atıydı ancak 15 yıl önce bir bacak yaralanması nedeniyle emekliye ayrıldı. Başarılı bir tedaviden sonra, yetiştirme programımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi” şeklinde konuştu.

Ekip, bu tekniğin at yetiştiriciliğinde devrim yaratabileceğine inanıyor.

Türkiye’nin ilk tüp bebek tayı Balat’la ve benzer çalışmalarla ilgili son kez söz alan Gündüz, “Bu çalışmayla, yüksek değerli kısraklardan alınan embriyoları kullanarak yetiştirmeyi geliştirmeyi amaçlıyoruz. Ezo’nun vakası, daha önce yaralanmaları olan atların bile yetiştirme programlarına önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini kanıtlıyor” diyerek çığır açan çalışmayı özetledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *