11 Kasım'da Azerbaycan'ın Bakü kentinde, iklim değişikliğini tartışmak üzere dünyanın dört bir yanından on binlerce lider, diplomat ve aktivistin bir araya geleceği COP29 zirvesi düzenlenecek. Bu yıllık etkinlik, iklim krizine küresel çözümlerin müzakere edilmesi açısından hayati önem taşıyor.
COP29 Zirvesi’nin hedefi; iklim değişikliğine yönelik ortak çözümler bulmak, küresel emisyonları azaltmak ve savunmasız toplulukları desteklemek.
COP29 Zirvesi Neden Önemli?
İklim değişikliği, ülkelerin katkıları ne olursa olsun tüm ülkeleri etkileyen küresel bir sorun.
1992 yılında kurulan UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi), uluslararası müzakerelerin zeminini hazırlamış ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha zengin ülkelerin daha fazla sorumluluğa sahip olduğunu vurguluyordu.
Gelişmekte olan ekonomiler büyüdükçe, daha zengin ve daha fakir ülkeler arasındaki sorumluluk dengesini sağlama zorluğu giderek daha karmaşık hale geliyor ve müzakere sürecini zorlaştırıyor.
COP29'un ev sahibi olarak Azerbaycan, tartışmaları yönlendirecek, zirvenin önceliklerine ilişkin tonu belirleyecek ve gündemde iddialı eylemlerin yer almasını sağlayacak.
Yeşil Bölge Nedir?
COP29 Başkanlığı tarafından düzenlenen zirvedeki Yeşil Bölge, çok çeşitli sektörlerden akredite olmayan delegeler için canlı ve kapsayıcı bir alan olarak hizmet veriyor. Platform, işletmeleri, genel halkı, gençlik örgütlerini, sivil toplumu, akademiyi ve sanatçıları üretken tartışmalara ve işbirlikçi çabalara katılmaya davet ediyor.
COP29, hem hükümetlerin hem de özel sektörün iklim değişikliğinin acil sorunuyla mücadelede oynaması gereken hayati rolleri kabul ediyor. Yeşil Bölge, yeni bir yaklaşımla özel sektöre iklim krizine katkılarını ve çözümlerini vurgulamaları için belirgin bir platform sağlıyor.
Özel sektör, son teknolojiler, iklim yenilikleri ve girişimci çabalar aracılığıyla COP29 Başkanlığı'nın misyonunun ilerletilmesinde merkezi bir rol oynayacağı düşünülüyor.
Yeşil Bölge, COP29 Başkanlığı'nın iklim eylemi vizyonunu ve önceliklerini ilerletmeye, Paris Anlaşması'nın küresel hedefleri ve BM'nin sürdürülebilir kalkınmaya yönelik 2030 Gündemi ile uyumlu hale getirmeye odaklanıyor.