Uzmanlar, migren hastalığının beyinde meydana gelen kimyasal değişiklikler sonucu ortaya çıkan özel bir baş ağrısı türü olduğunu belirtiyor. Ağrının genellikle başın bir yarısından başladığını ve şiddetinin zonklayıcı olduğunu belirtiyor. Yaklaşık 4 saat kadar ağrı devam ediyor.
Migren ataklarına mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya karşı artan hassasiyet eşlik ediyor. Dünya genelinde ve ülkemizde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ilk 10 hastalık arasında yer alıyor. Çocuk ve ergenlerin onda biri, gençlerin ise beşte biri migrene bağlı baş ağrılarıyla karşı karşıya kalıyor.
Genetik yatkınlık taşıyan bireylerde hormonlar, açlık, stres, uyku düzensizlikleri, belirli besinler, yetersiz su tüketimi, iklim değişiklikleri ve çevresel faktörler migreni tetikleyebiliyor.
Uzman hekimler, migren tedavisinin beyindeki kimyasallara yönelik müdahaleleri içermesi gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, Sülük, hacamat ve homeopati gibi bilim dışı yöntemlerin migrene herhangi bir katkısının olmadığının da altını çiziyor.
Migren hastalarının dörtte birinin yaşam kalitesinde yüzde 90'a varan bozulmalar gözleniyor. Hastaların yüzde 65’inden fazlası migren atakları nedeniyle işyerlerinde sorunlar yaşayabiliyor. Hastalar, tedavi için, Amerika’da yılda 40 milyon, Avrupa'da ise 50 milyon dolar harcama yapıyor.
İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi migren nedeniyle günlük hayatında aksaklık yaşıyor. Yaz aylarında migren hastalarının şapkayla güneş gözlüğü kullanmaları, güneş tepedeyken yürüyüş yapmamaları, evde egzersiz yapmaları, bol su içmeleri ve kahve tüketimini azaltmaları gerekiyor.
